Kapalı Prostat Ameliyatı (TURP) Sonrası Kanama Riski
Kapalı prostat ameliyatı, tıbbi adıyla Transüretral Rezeksiyon Prostat (TURP), iyi huylu prostat büyümesi (BPH) tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir cerrahi yöntemdir. Ameliyat sonrası kanama, bu prosedürün bilinen ve sık karşılaşılan komplikasyonlarından biridir. Kanama riski, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Aşağıda, bu riskle ilgili detaylı bilgiler bulunmaktadır.
Kanamanın Sıklığı ve Türleri
- Erken Dönem Kanamalar: Ameliyattan hemen sonraki ilk 24-48 saat içinde görülür. Genellikle cerrahi alandaki yüzeyel damarlardan kaynaklanır ve sıklıkla idrarla birlikte pembe veya kırmızı renkli kan gelmesi şeklinde kendini gösterir. Bu durum, hastanede kalış süresince genellikle takip edilir ve çoğu zaman kendiliğinden durur veya basit müdahalelerle kontrol altına alınır.
- Geç Dönem Kanamalar: Ameliyattan birkaç hafta sonra, hatta bazen 1-2 ay sonra ortaya çıkabilir. Bu tür kanamalar, genellikle prostat yatağında oluşan kabukların (kabuklanma) düşmesi sonucu meydana gelir. Hastalar eve taburcu olduktan sonra aniden idrarda kan görülmesi şeklinde fark edilebilir.
Genel olarak, TURP sonrası önemli kanama (kan transfüzyonu gerektiren veya ek müdahale ile durdurulan) riski %2-5 arasında değişmektedir. Hafif kanamalar ise çok daha yaygındır ve hastaların büyük çoğunluğunda bir miktar idrarda kan görülebilir.
Kanama Riskini Artıran Faktörler
- Prostat Büyüklüğü: Çok büyük prostatlar, daha geniş bir cerrahi alan demektir ve bu da kanama riskini artırabilir.
- Hastanın Genel Sağlık Durumu: Kan sulandırıcı ilaç (aspirin, warfarin, clopidogrel vb.) kullanımı, ameliyat öncesi bu ilaçların uygun şekilde kesilmemesi durumunda kanama riskini önemli ölçüde artırır.
- Böbrek Fonksiyon Bozukluğu: Kan pıhtılaşma mekanizmasını etkileyebileceği için risk faktörü olabilir.
- Cerrahi Teknik ve Cerrahın Deneyimi: Ameliyatın ne kadar titiz ve kanamasız bir teknikle yapıldığı, riski doğrudan etkiler.
- Yüksek Tansiyon: Kontrolsüz hipertansiyon, ameliyat sonrası dönemde kanama olasılığını yükseltebilir.
Kanama Belirtileri
- İdrarın parlak kırmızı, çay rengi veya pembemsi olması
- İdrarda pıhtı görülmesi
- Pıhtıların idrar yolunu tıkaması sonucu ani idrar yapamama
- Baş dönmesi, halsizlik, baygınlık hissi (aşırı kan kaybı belirtileri)
Kanamanın Önlenmesi ve Yönetimi
- Ameliyat Öncesi: Kan sulandırıcı ilaçlar doktor kontrolünde geçici olarak kesilir. Hastanın genel sağlık durumu ve kanama-pıhtılaşma parametreleri detaylıca değerlendirilir.
- Ameliyat Sırasında: Cerrah, kanamayı minimize etmek için elektrokoter ile damarları titizlikte yakarak ameliyatı tamamlar.
- Ameliyat Sonrası: Hastaya sıvı takviyesi yapılır ve idrar sondası ile mesane sürekli yıkanarak pıhtı oluşumu engellenmeye çalışılır. Hastalara bol sıvı tüketmeleri (günde 2-3 litre) ve ağır fiziksel aktivitelerden (ağır kaldırma, şiddetli egzersiz) en az 4-6 hafta süreyle kaçınmaları önerilir.
- Kanama Görülürse: Hafif kanamalar genellikle istirahat ve bol sıvı alımı ile kendiliğinden geçer. Şiddetli kanama veya idrar yapamama durumunda derhal hastaneye başvurulmalıdır. Hastanede, sonda ile mesane yıkanır, gerekirse ikinci bir cerrahi müdahale (re-TURP) veya anjiyografik embolizasyon gibi yöntemlerle kanama kontrol altına alınır.
Sonuç
Kapalı prostat ameliyatı sonrası kanama, yönetilebilir bir komplikasyondur. Risk, hasta ve cerrahi faktörlere bağlı olmakla birlikte, genellikle düşüktür. Ameliyat öncesi ve sonrası doktorunuzun verdiği tüm talimatlara (ilaç kullanımı, aktivite kısıtlamaları, sıvı alımı gibi) harfiyen uymak, bu riski en aza indirmenin en etkili yoludur. Herhangi bir kanama belirtisi fark ettiğinizde, zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurmanız çok önemlidir. |
